• Dirham
    %
  • Sterlin
    %
  • Frank
    %
  • Yen
    %
  • Ruble
    %
  • Yuan
    %
  • Riyal
    %
  • Gram Altın
    %
  • Çeyrek Altın
    %
  • Yarım Altın
    %
  • Ata
    %
  • Paladyum
    %
  • Platin
    %
  • Sterlin
    %
  • Frank
    %
  • Yen
    %
  • Ruble
    %
  • Yuan
    %
  • Riyal
    %
  • Gram Altın
    %
  • Dolar
    %

    %
  • Euro
    %

    %
  • Altın
    %

    %
  • Gümüş
    %

    %
  • Bitcoin
    %

    %

Altın Madenlerinde Son Üretim Rakamlarını Prof. Dr. İbrahim Alp Anlattı


Tarih: 2021-04-03 15:19:21

 

Türkiye'nin yıllık altın üretimi 42 ton. İthal ettiğimiz 392 ton altını işledikten sonra 316 tonunu ihraç ediyoruz. 76 ton altını ise iç piyasada kullanıyoruz. Bu önemli rakamları Kuyum Haber ile paylaşan isim Karadeniz Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sayın İbrahim Alp. Sayın Alp, Türkiye'nin son yıllarda bir patlama gösterdiğini belirterek geçtiğimiz yıl 42 ton olan altın üretiminin önümüzdeki 4-5 yıl içerisinde 90-100 tonlara ulaşacağı görüşünde.

 

GEÇTİĞİMİZ YIL 42 TONLA REKOR KIRDIK 2001 yılında 1.4 ton tonla başlayan altın üretimimiz geçen yıl rekor seviyeye yani 42 tona ulaşmış durumda. Yaklaşık 25-30 kar arttırmış durumdayız. 42 ton altın üretimimizi 18 aktif maden işletmesi ile üretmekteyiz. Bu durumu gördüğümüzde bu 20 yıllık trendde 25 kat altın üretiminin artması bir işletmeden 18 işletmeye ulaşmış olmamız, altın madenciliğinde önemli bir süreci geçtiğimizi, kritik seviyeyi aştığımızı gösteriyor. Bu anlamda baktığımızda önümüzdeki yıllarda işletme izni alan ve direk işletmeye başlayabilecek olan 115 tane işletme izni alan maden işletmesi olduğunu biliyoruz. Bu iletmelerin üretime geçmesi ile altın üretimimizin her yıl bir önceki yılın rekorunu kıracağını tahmin ediyorum

TÜRKİYE'DE 80 YIL ALTIN ÜRETİMİ YAPILMADI En son Osmanlı zamanında altın madenciliği işletmeciliği yapılıyordu. Kayıtlara geçen Çanakkale Kartaldağ'da, Niğde Bolkar dağda, Kars Kağızman ve Hatay Kisecik'te bunlar kayıtlara geçmiş ve 1. Dünya Savaşı'na kadar üretimler devam etmiş. Ama 1. Dünya Savaşı'nda o savaşın getirdiği durum sebebiyle bu işletmeler durmuş. Atatürk zamanında 1933 yılında Altın Arama ve İşletme Dairesi şeklinde bunun önemine atfen bir dairenin kurulduğunu görüyoruz. Daha sonra MTA'ya dönüştürüldüğünü , 1935 yılında görüyoruz. MTA'nın aramaları 1935 yılında başlamış. Tespitleri olmuş. 1983 yılındaki altın ihracatının serbest bırakılması ve 1985'ten sonra da yabancı işletmelere arama ve işletme verilmesi ile aslında bir nebze biz dünya ölçeğindeki arama teknolojilerine ulaşmış gibi görebiliriz.

''GLOBAL ÖLÇEKLİ BAKARSAK İKİ ORTA ÖLÇEKLİ MADENİMİZ VAR'' Ülkemizdeki madenler çoğunluğu küçük ölçekli madenler. İki tane orta ölçekli madenimiz var. Global ölçekli bakarsak. Uşak Kışladağ ve Erzincan İliç'de var. Orta ölçekli diyebileceğimiz rezervi 300 tona yakın maden yatakları. Geri kalan madenler daha küçük ölçekli, rezervleri küçük ama çok sayıda var. Bu manada avantajlıyız. Özbekistan'da bir maden var yılda sadece o madenden 64 ton maden üretiliyor. Bizim 18 madenden ürettiğimiz toplamda 42 ton.

''DÜNYA'DA TOPLAM ALTIN ÜRETİMİ 3 BİN 300 TON CİVARINDA'' Dünyanın 50 bin ton rezervi olduğu tahmin ediliyor. Bizim şu anda 1100-1200 ton civarında rezervimiz var. O anlamda baktığımızda 50'de 1 , yüzde 0,5 gibi bir rezervimiz var. Bütün rezervleri değerlendirdiğimizde 12. sıralardayız. Kötü değil ama çok daha iyi olabilecek belki ilerde. Bu rezervler tespit edilmiş , kaynak rezerv anlamında ise çok fazla  6500 tonlara, 7000 tonlara kadar çıkan rezerv ifadeleri var. Üretim olarak baktığımızda ise şu anda üretimimiz 42 tonluk bir üretimimiz var. Dünya üretimi ise 3 bin 300 ton civarında. Yüzde 1'e yaklaşık gelir. Bu üretimle 18. sıradayız.

HEDEF 100 TON ALTIN ÜRETİMİNE ULAŞMAK Hedef 100 ton. Biz ülke olarak altın tüketimimiz baktığımızda 80-100 ton arasında. İç tüketimden bahsediyorum. 370-380 ton civarında altın ithalatımız var. Ham olarak ithal ediyoruz. Bunun yaklaşık 320 tonunu mücevher ithalatı yaparak bunları biz Ortadoğu ve Hindistan'a mücevher yaparak satıyoruz. Geriye kalan 80-100 tonluk kısım bizim iç tüketimimiz. Bu tüketim cari açık yaratıyor. Cumhurbaşkanımız bunu kast ederek en azından, kendi tüketimimizi kendimiz sağlayabilecek kadar, kendi üretimimizi sağlamak açısında olabilir mi diye. Olabilir. 18 altın işletme madenimiz var. Bunlar da rezervlerini işletme kapasitelerini artırıyorlar. Burada en önemli şey yatırımdır. Yatırım yaptıkça kapasitenizi artırır ve daha derinlerdeki rezervleri üretim kapasitenizi artırırsınız. ''DÜNYADAKİ ÜRETİMİN YÜZDE 85'İ SİYANÜRLE YAPILIYOR'' Çevre konusu en çok tartışılan konulardan. Muhakkak çevreye bir etkimiz olacak ama önemli olan bu etkinin minimize edilmesi. Madencilik faaliyeti bittikten sonra çevreye uyumlu hale getirilip oranın terk edilmesi. Türkiye'de o kadar çok maden var ki, hiç çevreye zarar vermeden kumu eleyip içindeki altını alabildiğiniz madenler de var. Bunun örneği de var. Nerede var? Manisa Salihli Sart dediğimiz bölgede var. Burada en çok tartışılan konu siyanür mü kullanılıyor? Siyanürün çevreye ne gibi etkileri var? Dünyadaki üretimin yüzde 85'i siyanürle yapılıyor. Siyanür madenciliği ile yapılıyor. Bu 100 yıllık bir teknoloji. Hala siyanüre alternatif olabilecek kadar teknolojik ve ekonomik anlamda yeni bir yöntem tam olarak rakip bulunamadı.

SİYANÜRÜN ZARARI VAR MI? Baktığınızda siyanür zehir. Ama doğalgaz da bir zehir. Doğalgazı alırsanız ağzınıza maskenize koyarsanız 10 saniyede gidersiniz. Biz doğalgazı ağzımıza bir maske olarak kullanıyor muyuz. Hayır. Siyanür de alır içerseniz, zehirlenirsiniz. Eğer içmezseniz siyanürün hiç kimseye durduğu yerde bir zararı yok. Bunun insanlara ulaşmasına, insanlara zarar verecek şekilde veya canlılara zarar verecek şekilde kullanımına engel olduktan sonra, işletme ve çalışma şartlarında bunun herhangi bir zehir anlamında bir etkisi yok. Herkesin evinde doğalgaz var ama hiçkimse doğalgaz bir zehirdir insanı öldürür, bunun tartışmasını yapmıyor. KARADENİZ BÖLGESİNE ALTIN RAFİNERİSİ GEREKLİ Mİ? Trabzon'a baktığımızda 4 ton civarında bir mücevherat üretimi var. Şart iyileşse, potansiyel artırılsa biraz daha profesyonelce yapılsa bunun 10 katına çıkabileceğini söyleniyor. Gümüşhane, Giresun, Ordu, Artvin, bunun yanında Erzincan gibi bölgeleri de bu bölgenin içerisine koyduğumuzda önemli maden üretim potansiyeli de var. Bu artacak. 100 tona yaklaşıldığında bu bölgeden 20-30 tonluk bir altın üretimi de olacak. Hurda altın dönüşümünü düşündüğünüzde Trabzon'un da kadim bir geçmişi var. Trabzon tarihini bir rafineri ile süslemesi gerekir. Belki ilk aşamada butik bir rafineri olması. Üniversitenin bilimselliği ile katkıları, kalkınma ajansının destekleri ile o alanda sektörde faaliyet gösteren mücevher üretimi, hasır altın üretimi yapan, Trabzondaki yatırımcıların da desteği ile birlikte tohumun atılması gerektiği ve yavaş yavaş büyümesi gerektiği sektöre, bölgeye daha sonra da Türkiye'ye daha sonra global hale gelmesinin ben doğru olacağını düşünüyorum.

 

Yorum Yap

Döviz
Alış
Satış
Fark
Dolar
Euro
Sterlin
Frank
Yen
Ruble
Yuan
Dolar(k)


Altın
Alış
Satış
Fark
Gram
Çeyrek
Yarım
Tam


Kripto
Alış
Satış
Fark
Bitcoin
Ethereum
XRP
Chainlink


+