Çok küçük yaşlarda iş hayatına atılmış ve mesleğini ileri noktalara taşıyan önemli ustalarımız var. Usta-çırak anlayışının unutulmaya yüz tutmasına karşın, ustalarımızın hala mesleğini azim ve kararlılıkla sürdürmeleri geleceğimiz adına umut tazeliyor. Önemli ustalarımızdan biri de geleneksel sanatları kuyumculuğa uyarlayan Sadekar Ustası Hüsamettin Yivlik. Ustamızla sanata adanmış meslek hayatını ve yaptığı birbirinden kıymetli eserleri konuştuk.
“SANATIMI İLERLETMEK İÇİN MEMURİYETTEN AYRILDIM”
Sadekar Ustası Hüsamettin Yivlik
12 yıllık memuriyetim var benim. O memuriyetim Sultanahmet’te Sağlık Müzesi’nde Sağlık Bakanlığı’na materyal üreten bir atölyeye ile başladı. Çeşitli aletleri kullanmak suretiyle bir altyapı oluşturdum. Altyapıda olarak o işleri meydana getirdiğim görülmüş ki sonrasında ustam bana iş teklifinde bulundu. Ustam sedefkardı Şişli’de. Detaylı testere işlerini bana verirdi. Memuriyette 12 sene çalıştıktan sonra istifayla memuriyetten ayrıldım. Sonrasında kendi atölyemi kurdum ve 1996 yılına kadar kendi atölyemde deneme yanılma yoluyla bir şeyler yapmaya çalıştım. Sonra Habitat’a katıldım ve ilk sergimi orada yaptım. Sonra sergiler devam etti ve sergilerde katalog ve kart dağıtmak suretiyle kendi işimi çevreme tanıttım ve zaman geçtikten sonra oradaki insanlar bana dönüş sağladılar.
“ÜRÜNLERİMDE KULLANDIĞIM ÇİZGİ DİĞERLERİNDEN AYRIYDI”
Sadekar Ustası Hüsamettin Yivlik
Benim kuyumculuktaki çizgimde, kendi yaptığım modellerde hat ve tezhip esas. Hatta takıda ben ebru sanatını bile denedim. Ebru sanatında sudaki dalgalanma renk tonlarını boş bırakarak mineyle doldurdum. Yani rengi mineyle takıya verdim. Piyasada işler kazanç amaçlı yapıldığı için zaman önemli. Ne kadar kısa sürede yapılırsa işler o kadar hızlı ücret alınıyor. Piyasada rekabet olduğu için ücretler de alt seviyede. Bir şeyler meydana getiriliyor, ancak aslına uygun olmadan üretim yapılıyor. Ben bu konuda ayrılıyorum. Kuyumcu piyasasında olmama rağmen, benim piyasa değil sanat çevresinin insanlarıyla irtibatım oluyordu.
