Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yastık altındaki 5 bin ton altının piyasaya kazandırılacağını açıklaması sonrası gözler bir kez daha KAD-SİS sistemine çevrildi. İstanbul Altın Rafinerisi CEO'su Sayın Ayşen Esen, KAD-SİS yani ''Kuyumcu altın değerleme sistemini'' tüm ayrıntıları ile Kuyum Haber'e anlattı. Sayın Esen, İstanbul Altın Rafinerisi olarak 11 yıldır 12 banka ile altın bankacılığı yürüttüklerini söyledi.
İAR CEO’SU SAYIN AYŞEN ESEN KAD-SİS SİSTEMİNİ ANLATIYOR
İstanbul Altın Rafinerisi CEO’su Sayın Ayşen Esen
Söylediğiniz gibi yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılması en önemli konu. Bunu biz bu sene çıkarmadık. 11-12 senedir bunun üzerinde çalışıyoruz İstanbul Altın Rafinerisi olarak. O dönemin Hazine Bakanlıkları, Merkez Bankası, çeşitli kurumları hep birlikte çalışmalar yapıldı. Yastık altındaki altının ne kadar önemli olduğu yapılan hesaplarla, şu anda Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu ,5 bin ton altın o dönem yapılan hesaplarla ortaya çıktı. Ve bu hesaplar sonucunda gördük ki yastık altında atıl duran ciddi bir miktar var. Bu 300 milyar dolara yakın bir rakam. Bu rakam ekonominin dışında maalesef. Neden dışında diye baktığımızda da şunu gördük. Öncelikle tabi geçtiğimiz yıllarda yani bundan 15-20 yıl önce, ülkemizin yaşadığı süreçler işte bankacılık krizleri biraz halkımızı evde tutmaya itmiş vaziyette. Ama onun ötesinde esas önemli olan Türk halkı altınla çok iç içe bir halktır. Altını sever. Altına dokunmak ister. Altını görmek ister. Altını hissetmek ister. Altınının altın olarak kalmasını ister. En önemli husus budur. Çünkü siz altın olarak bir mevduat hesabı açıp o altını TL olarak çevirmeye kalkarsanız, o altın olmaktan çıkmıştır. TL hesabı, dolar hesabına dönüşmüştür. Halkın altınla iç içe bir ilişkisi var. Bu çok önemli.
''5 BİN TON RAKAMI HESAPLAMALARLA ORTAYA ÇIKTI''
İstanbul Altın Rafinerisi CEO’su Sayın Ayşen Esen
Biz bunları gördükten sonra yastık altındaki altını çıkarmak için işte bundan 12 sene evvel altın bankacılığı sürecini geliştirdik. Bu süre. O dönemde özellikle, altının bankalarca kabul edilebilir bir meta olmamasından kaynaklanıyordu. Altının bankacılık sisteminde işlenebilir olmasını sağladık. Altın mevduat hesapları açıldı. Altın bankacılığı süreci başladı. Fakat zaman içinde gördük ki altın bankacılığı denen süreç insana dayalı bir sistem. Eksperler kullanıyorsunuz. Artı bankacılık sistemi altını yeteri kadar tanımıyor. Dolayısı ile bankacılık sisteminde biz bu eksperli modeli çalıştırdığımızda ne çıktı ortaya? İşte A bankası Çarşamba günü, B bankası Salı günü, C bankası Perşembe günü altın günleri yaptı. Haftada 3-5 gün gibi sürelerle yaptı. Dolayısı ile insana bağlı sürekli olmayan kısa sürelerle duyuru usulü bir programa dönüştü. Dolayısı ile 10 yıl boyunca çalışmalar devam etti. 10 yılda toplanan altının yüzde 90’ını İstanbul Altın Rafinerisi olarak bizim katkılarımızla toplanmıştır. Dolayısı ile bu sürecin içinde A’dan Z’ye sistemi gördük. Halkın nelere itibar ettiklerini izledik. Bununla ilgili bir yandan piyasa araştırmaları yaptık. Bir yandan da sahada çalışan arkadaşlarımızdan geri beslemeler aldık. Bunlar bize neler gösterdi? Halk neden altınını yastık altında tutmayı tercih ediyor? Neden bankaya altınını hala götürmüyor? Başka beklediği neler var? Neler olursa motive olur halkımız diye incelemeler ve değerlendirmeler yaptık. Şunu fark ettik. Kişiye bağlı sistem sürdürülebilir değil.
''4 YIL BOYUNCA YAZILIM ÜZERİNE ÇALIŞTIK''
İstanbul Altın Rafinerisi CEO’su Sayın Ayşen Esen
Çağımız artık teknoloji çağı. Yazılıma daya bir sistem olması gerektiğini fark ettik. Geçtiğimiz 4 yıl boyunca bu yazılımın üzerinde çalıştık. Bu yazılım aynı zamanda bankalara entegre olması gereken bir yazılımdı. Çok geniş tabanlı bir yazılım. Bir yandan güvenlikli bir sistem olmak zorunda. İçinde bir takım PIN’lerin, şifrelerin olması gerekiyor. BDDK gibi mevzuat koyucu bazı birimlerin veya MASAK gibi bazı mevduat koyucuların talep ettiği sistemlerin bu yazılımların içinde entegre olmuş olması gerekiyor. En önemlisi her tür banka ile çünkü bankaların da kullandıkları yazılımları var ama hepsi ortak bir yazılım kullanmıyorlar. Dolayısı ile bu yazılımlarla entegre çalışması gerekiyor. Biz bu sürenin içinde bu yatırımı yaptık. Toplamda baktığınızda sadece yazılıma 2 milyon doların üzerinde para harcadık. Ortaya çok iyi bir yazılım çıktı. Hangi banka gelirse gelsin en fazla bir aylık sürecin içinde entegrasyon tamamlanıyor. Her banka bu sisteme otomatik olarak girebiliyor.
''BU SİSTEMİN BİR AYAĞI YAZILIM DİĞER AYAĞI KUYUMCULAR''
İstanbul Altın Rafinerisi CEO’su Sayın Ayşen Esen
Bu sistemin bir ayağı yazılımdı. Diğer ayağı kuyumcuydu. Biz aslında altın bankacılığı başlattığımız zaman da kuyumcunun bu işin içinde olmasını istiyorduk. Ama kuyumcu çok sisteme entegre bir yapıda değil. Bankalar doğrudan kuyumcularla hele ki kuyumcu 100-500-1000 tane olduğu zaman bire bir muhatap olamıyor. Böyle olduğu için sistemde eksiklik vardı. Zaman içinde bu yazılım sistemin bir açığını kapatmış oldu. Diğer için de biz harekete geçtik. Dedik ki altını en iyi tanıyan yer neresi kuyumcular. Dolayısı ile ekspertiz sistemi kuyumcular üzerinden olsun. Bu kuyumcular üzerinden olan sistemi de toparlayalım, bir düzene sokalım, bankanın karşısında İstanbul Altın Rafinerisi olarak biz olalım. Tüm sorumluluğu taşıyan, banka açısından soru işareti yaratmayan bir yapı kuralım. Bu yapıyı kurup, tam biz her şeyi oturttuk yerine, tamamlandı yapı oluştu. Kuyumcularla yavaş yavaş görüşmeler başladı.
''KUYUMCULAR www.kadsis.com ADRESİNDEN BİLGİ ALABİLİR''
İstanbul Altın Rafinerisi CEO’su Sayın Ayşen Esen
Bu güne kadar bu bir test dönemi olduğu için daha çok biz değerlendirme yapıp belirli bölgeleri seçerek yürüdük. Ama bundan sonrasında bizim bir web sitemiz var. www.kadsis .com adı altında bir web sitemiz var. Bu web sitesi tamamen bu sisteme özel düzenlendi. Sistemin nasıl çalıştığını kapsamlı bir şekilde anlatıyor. Bu sisteme girmek isteyen kuyumcuların, altın değerleme noktası olmak isteyen kuyumcuların ne yapması gerektiğini de anlatıyor. Buradan bizimle iletişime geçebilirler. İstanbul Altın Rafinerisini arayıp KAD-SİS ile ilgili görüşmek istiyorum, ADN ile ilgili görüşmek istiyorum dediklerinde bu işle ilgili çalışan başlı başına ayrı bir şirketimiz var. Buradaki arkadaşlarımızla görüşebilirler. Dolayısı ile talepler doğrudan sistem üzerinden bize gelebilir. Bizim arkadaşlarımız da zaten çalışmalarına devam ediyorlar. Burada önemli olan bu projenin ne yönde gittiğini iyi kavramaktır. Daha önce söylediğim gibi ‘’ben bu işten ne kazanacağım’’ diyerek girdiğiniz zaman başka bir bakış açısı olur ama projenin ne olduğunu, nereye gittiğini görürseniz zaten onun içinde olmak isteyeceksiniz. Giren ve görenler bunu çok güzel dile getiriyorlar. Bu projeyi bütün olarak görmek lazım.