Değerli taşlarla bezeli Allah lafzı görenleri bambaşka yerlere götürüyor. Kapalıçarşı'nın dünyaca ünlü mücevher ustası Nacit Pak'ın şükran ifadesi olarak yaptığı paha biçilmez Lebrizler görenleri büyülemeyi başarıyor. Mesleğe 1964 yılında Zincirlihan'da başladığını vurgulayan Mücevher Ustası Nacit Pak hem yarım asrı aşan meslek hayatını hem de büyük emekler vererek yaptığı sanat eserleri olan Lebrizleri Kuyum Haber'e anlattı.
''MESLEĞE 1964 YILINDA ZİNCİRLİHAN'DA BAŞLADIM''
Mücevher Ustası-Sadekar Nacit Pak
1964 senesinde Vefa Lisesi'nin orta bölümünü bitirdikten sonra 8 Haziran 1964'te Çarşı'ya geldim ve Zincirlihan'a geldim. O günden itibaren buradayım. Bir mesleğe girebilmem için bütün düşüncem iyi bir mücevher ustası olmaktı. Telkarici olarak başladım. Telkaricilik mesleği insanları ne öldürür ne güldürür. Çok kısa sürede ben öğrendim. Fantazi örgülü 22 ayar bilezikler. Ben örgüleri bazı ahbaplarımdan ve büyüklerimden öğrenip kuyuma yönlendirdim. O işlerle gayet güzel ortamlar oluştu. Ustam iyi paralar kazandı. Ama benim bütün çabam nasıl mücevherci olabilirim? Sonra evde bazı işler yapmaya başladım. Ailemin desteği ile küçük bir tezgah kurdum. Dükkandaki işlerimi aksatmamak kaydı ile usta olmaksızın belli bir yere getirdim. Dükkanımı açtığım zaman atölye olarak sadekar olarak işe başladım.
''BU LEBRİZ ALLAH'IN BİR LÜTFU''
Mücevher Ustası-Sadekar Nacit Pak
Böyle bir söylem var, ''Türkçe harflerle hat olmaz'' diye. Ben ısrarla onu Türkçe yaptım. Çünkü biz Türküz, Türkçe konuşuyoruz. Konuştuğumuz dildeki yazıyı beyinler okur, dikkatini çektiği zaman da döner tekrar okur. Bunu okumakla o lebriz size on dakikada yüz kere Allah dedirtir. Bu muhteşem bir meditasyondur. İlk seyrettiğinizde bunun farkına varmazsınız. Fakat buradan gittikten sonra gözünüzün önünde canlandığında tekrar görsem diye arzu edeceksiniz. Bu benim düşünerek, ısrarla, böyle birşey olsun istiyordum diyebileceğim bir şey değil. Bu bir Allah'ın lütfu.
