Asırlardır geçmişin kültürel izlerini günümüze taşıyan İstanbul’un kadim mekânlarından birisi de Kapalı Çarşı. Tarihi Kapalı Çarşı’da bir geleneği asırlardır kuyumcu ustaları sürdürüyor. Bu geleneği yaşatan ustalarımızdan Haçik Kelleci, 50 yıla yakın süredir Çuhacı Han’da mücevher tasarlıyor. Mücevheri meydana getirmek için sadekarlık, mıhlama, cila ve tasarım gibi her birini farklı bir ustanın yaptığı 23 işi, o tek başına yapıyor. Mücevher yolculuğunda heybesine nice tasarım ve hikayeler sığdıran Haçik Usta’ya mesleğindeki 50 yılı sorduk.
‘’BU YIL MESLEĞİMDE 50. YILIM’’
Mücevher Ustası Haçik Kelleci
1973 yılında 9 yaşındayken Çarşı’ya Haçik Ustamın yanına çıraklık yaparak başladım. O günler bu günleri getirdi. Bu yıl 50. sanat yılımı değerlendiriyorum. Her bir yılımı saniye olarak görüyorum. Çünkü meşakkatli bir mesleğimiz var. Başarı başarıyı doğuruyor. Başarının altında ise işine aşk duymak ve işi kime yapıyorsanız ona saygı göstermek yatıyor. İlk günkü gibi heyecanla, hiç eksilmeyen ve her gün artan heyecanımızla geldiğimiz bir işimiz var. İnsanları mutlu etmek gibi bir ön sezimiz ve hareketliliğimiz var.
‘’YETİŞTİRDİĞİM 26 ÇIRAĞIMLA GELECEĞE UMUTLA BAKIYORUM’’
Mücevher Ustası Haçik Kelleci
Kuyum ve mücevher paralel konular. Bu zamanlara çok güzel geldik. Harika bir altyapı, Kapalı Çarşı terbiyesinden kaynaklanan Anadolu ve İstanbul sentezi. Ahilik terbiyesiyle başlayıp, Çarşı’nın kendine göre iç mutfağındaki güzel kurallarıyla geldik. Bu bayrağı teslim aldık ve çok güzel çocuklar yetiştirdik. 26 tane övündüğüm çırağım var. Geleceğe de onlarla umutla bakıyorum.