Uzun yıllar çalıştığı kurumsal hayattan ayrıldıktan sonra hem sadekarlık hem de mücevher tasarımı eğitimi alan Candan Balto'nun hikayesi başarılarla dolu. Kapalıçarşı'nın önemli ustalardan eğitim aldıktan sonra kendi markasını oluşturan Candan Balto'nun önce tasarlayıp daha sonra tezgaha oturarak ürettiği takıları göz kamaştırıyor. Hem sanatçı hem de zanaatkar olan Sayın Balto'nun İstanbul'a duyduğu büyük sevgi mücevherlerine de yansıyor. Candan Balto'nun İstanbul'u anlattığı pek çok değerli koleksiyonu bulunuyor.
HEM SANATKAR HEM DE ZANAATKAR
Sadekar/Takı Tasarımcısı Candan Balto
Uzun yıllar kurumsal sektörde çalıştıktan sonra biraz hobi amaçlı eğitimler ve sanat tarihi eğitimleri aldım. Psikolojik gelişim dersleri aldım. Bu arada Kapalıçarşı'da çok değerli usta arkadaşlarım vardı. Özellikle Rafi Veziroğlu'na sevgilerimi iletmek istiyorum. Onun da yönlendirmesi ile çünkü ben ona tasarımlar yaptırıyordum. Sonrasında beni, ''artık vaktin bol, sen de bu işi yapabilirsin'' diyerek yönlendirip Hraç Arslanyan ile tanıştırdı beni. Mahreç Sanatevi'nde ben hobi amaçlı başladım mücevher tasarımı ve sadekarlık eğitimlerine. O kadar keyifli bir yol ve süreçtiki bu noktaya geldim. Tabi çok kolay olmadı ben şimdi kısa anlatıyorum ama hobi başlayıp, en sevdiğim mesleğim haline gelmesi beni inanılmaz mutlu ediyor.
CANDAN BALTO'DAN GENÇ TASARIMCILARA ÖNEMLİ TAVSİYELER
Sadekar/Takı Tasarımcısı Candan Balto
Genel olarak bütün kadınların takıya ilgisi var. Şu anda erkeklerin de ilgisi çok. Kendi ilgimin dışında tasarımla da ilgileniyordum. Sadece takı anlamında değil. Kıyafet tasarımı, ev dekorasyonu, bu şekilde de devam ediyor. Öncelikle herkesin her ne iş yapıyorsa onu çok sevmesi gerekiyor. Yaptığı her işte iyi olmaya bence özen göstermeliler. Ve özgün olmak. Benim için en önemli şey bu. Ticari kaygı tabi ki herkeste oluyor. Günümüz şartlarında ticari kaygı hiç de azımsanmayacak bir şey fakat şuna inanıyorum eğer ki kendi çizgisini oluşturabilirse, o yolda ilerlerse, azimli olursa onun önüne hiç kimse geçemez. Benim şu an bu noktada olmamın en büyük nedeni gerçekten hiçbir ticari kaygım olmadan, öncelikle ben neyi takmaktan mutlu oluyorsam, neyi seviyorsam o şekilde tasarımlarımı yapıp sonrasında sunuyorum. Hatta bazılarını hiç sunmuyorum, kendime yapıyorum ama benim üzerimden almaya kalkıyorlar. Ben de eğer o takı çok beğenilirse yapayım o zamana gidiyorum.