Dünyada her geçen gün pazar payını artıran laboratuvar pırlantaları Türkiye'de de tüketicilerin karşısına daha sık bir şekilde çıkmaya başladı. Doğa dostu olarak tanıtılan laboratuvar pırlantaları ekonomik olarak da doğal pırlantaya göre bir adım önde. Türkiye'de kurdukları yeni markaları EKO Pırlanta ile sektöre giren Melissa Güzeliş Boyacı laboratuvar pırlantasına hem kuyumcuların hem de tüketicilerin ilgisini Kuyum Haber'e anlattı.
''GELİŞMİŞ ÜLKELERDE TERCİH EDİLİYOR''
EKO Diamond Firma Sahibi Melissa Güzeliş Boyacı
Özellikle gelişmiş ülkelerde Avrupa ülkeleri, Amerika, Kanada, Avustralya gibi ülkelerde bilinçli tüketiciler özellikle bunlara talep yaratıyor. Orada pazar payı hızla artmaya başladı. Gelişmekte olan ülkelerde yeni yeni piyasaya giriyor. Ama tüm dünyada bilinirliliği hızla artıyor. Pazar payı olarak gelişmiş ülkelerde doğal pırlantadan pay alarak biraz artırmaya başladı.
''ÇIPLAK GÖZLE AYIRT EDİLMESİ İMKANSIZ''
EKO Diamond Firma Sahibi Melissa Güzeliş Boyacı
Laboratuvar pırlantası aslında kimyasal, fiziksel ve optik olarak doğal pırlanta ile eşdeğer. Tek farkı üretildiği yer ve zaman. Doğal pırlantalar yerin 150 kilometre altında milyarlarca yılda oluşuyor. Sonrada oluşmuş pırlantalar yani laboratuvar pırlantaları ise tesislerde çeşitli yöntemlerle iki yöntemi var bunun. Makinalarda üretilmiş pırlantalardır. Ama günün sonunda ikisi de pırlantanın tüm özelliklerini sergiliyor. Çıplak gözle maalesef bunu ayırt edemiyoruz. Bunun için sadece makinalar var. CVD ayıran makinalar var. Bu makinalar bu ürün sonradan yapılmış pırlantadır diye uyarı veriyor. Onun haricinde çıplak gözle lupla bakarak doğal pırlanta ile sonradan üretilmiş pırlantayı ayırt etmek mümkün değil.
